5 Aralık 2011 Pazartesi

Her Dağın Gölgesi Deniz'e Düşer

Kitap, aslında bir anlatı. Gerçek kişiler üzerinden kıyıcı bir döneme tanıklık ediyor. Evrim Alataş bir hayli iç burkan olayları serinkanlı bir üslupla anlatıyor, yer yer köy hayatının türlü halleriyle insanı gülümsetiyor. Yani “hayat devam ediyor.” Köye elektriğin geldiğinde düğmelerin açıp açıp kapatılarak (o da sadece babaların yapabildiği bir şey) yaşanan heyecan; çocuklara Fidel, İhtilal gibi isimler verilmesi; anneanneme benzettiğim Xace’nin yakası açılmadık küfürleri, gizli hesapları...

Aynı dönemde çocukluk yaşamış olduğum yazarla kendi çocukluğumu karşılaştırmadan edemedim. Bir tarafta çoluk çocuk, genç yaşlı demeden herkesin devrim hayalleri kurup politize olduğu, gözaltılar, tutuklanmalar, işkenceler, ölümler görmüş kalabalık bir aile ortamı; diğer tarafta apolitik, çekirdek bir memur ailesinin korunaklı ve kapalı ortamı. 

Frankenstein’da da Her Dağın Gölgesi’nde de anlatıcı erkek. Fakat Frankenstein’da ikna olsam da bu kitapta anlatıcının erkek olmasına ikna olamadım bir türlü. Evrim Alataş’ın satırlarından adeta fışkırıyor kadın sesi. 

İyi ki yazmış Evrim Alataş bu kitabı ve keşke daha da yazabilseymiş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder